Bir yandan güneşin altında uzanan sahiller, diğer yandan geceleri ışıl ışıl yanan sokaklar… KKTC‘de yaşamak, aslında iki farklı hayatı aynı bedende yaşamak gibi. Gündüzleri okul, sınavlar, gelecek kaygısı; geceleri ise müzik, kahkahalar, biraz da “şimdi”yi yaşama telaşı.
Evet, belki dünya metropollerindeki gibi çeşitli eğlence ve aktivite yapacağımız yerler pek yok. Ama bizde samimiyet var. Lefkoşa sokaklarında arkadaşlarla bir kahve içmek, Girne’de deniz kenarında spontane bir müzik gecesine denk gelmek, eğlence mekanlarında sabahın ilk saatlerine kadar eğlenmek, Gazimağusa’da bir öğrenci partisinde saatleri unutmak… Bunlar bizim gençlik kodlarımızın parçası.
Ama kabul edelim, eğlence sadece dışarı çıkmakla olmuyor. Sosyal medyada da kendi eğlencemizi yaratıyoruz. Reels’lar, TikTok dansları, bol filtreli story‘ler… Bazen geceleri bir kulüpte değil, bir arkadaş balkonunda sabahlıyoruz… Kahkahalar arasında geleceği konuşup, geçmişi didikliyoruz.
KKTC’de genç olmak biraz da yaratıcı olmayı gerektiriyor. Eğlence mekanları sınırlı olabilir ama enerji sınırsız. Belki de bu yüzden kendi tarzımızı yaratıyoruz. Gittiğimiz her yere ruh katıyoruz. Bir etkinlik varsa, biz oradayız; yoksa da kendimiz organize ediyoruz.
Ama işin başka bir boyutu da var: Biz sadece eğlenmek istemiyoruz. Sesimizin duyulmasını da istiyoruz. Çünkü bu adada gençler sadece izleyici değil, aynı zamanda sahnede olmayı da hak ediyor.
Bu yazıyı yazarken, Instagram’da gece 3’te bir story atan arkadaşımın paylaşımını gördüm: “Hayat kısa, ama biz eğlenmeyi uzun uzun seviyoruz.”
KKTC’de genç olmak, biraz mücadele, bolca kahkaha ve kendi yolunu çizmeyi bilmek demek. Biz burada, bu şirin adada, büyük hayaller kuran kocaman bir nesiliz. Ve evet, belki her şey dört dörtlük değil ama biz bu eksiklerle bile eğlenmeyi iyi biliyoruz.
Etiketler: aktivite, eğlence, Gazimağusa, kktc, Lefkoşa, reels, samet uzun, şirin ada, sosyal medya, tiktok